formats

article_jule (37168)

6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Konsolide metin

Maddenin İlk fıkrası, “Herkes, vicdan, dinî inanç ve kanaat hürriyetine sahiptir” hükmünü; üçüncü fıkrası ise “ kimse, ibadete, dini ayin ve törenlere katılmaya, dini inanç ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz; dini inanç ve kanaatlerinden dolayı kınanamaz” hükmünü amirdir. Demokratik toplum amacını gerçekleştirme aracı olarak değerlendirilen bu hak mutlaktır. Hakkın sınırlanması veya bireylerin açıklamaya zorlanması mümkün değildir[618]. Fıkrasında sınırlanan sadece din ve inancı açıklama özgürlüğüdür. Her üç maddenin ikinci fıkrasında belirtilen özel sınırlama sebeplerinden millî güvenlik kavramından hareketle yükümlü askerlerin özel hayatın gizliliği, konut dokunulmazlığı ve haberleşme hürriyeti alanlarını sınırlanabileceği düşünülebilir ise de, bu sınırlama hem geçici, hem de dolaylıdır.

Aksine hareket edenler diğer askerlerin tabi olduğu cezai müeyyidelere tabidirler . Maddesi kapsamı dışında kalan hususlarda kendi okul talimatlarına tabidirler . Maddesine bağlı EK-1 cetvelden uyarı cezasının herkese (er, erbaş, uzman erbaş, uzman jandarma, askeri öğrenci, devlet memuru, astsubay, subay, general ve amirallere) verilebileceği anlaşılmaktadır. Ayrıca yasada açıkça belirtildiği üzere askeri hakimlere verilen disiplin cezaları kesindir. Bu cezalara karşı idari başvuru yolu da düzenlenmemiş olup bu durumun sakıncalarına ikinci bölümde ayrıntılı olarak  değinilecektir. İster ast olsun, ister üst olsun tüm memurlar idarenin bütünlüğünü koruyacak düzeyde uyumlu çalışmak zorundadır. Bu bendin düzenlenmesindeki esas amaç idarenin bütünlüğünü korumaktır.

Bu kural fiiliyle orantılı ceza ilkesinin uygulanması maksadıyla konulmuş olup, idari para cezasına karar verecek kamu görevlisi veya kurul bu takdir yetkisini keyfi olarak kullanamayacaktır[11]. Bu maddenin dezavantajı ise, önceden objektif genel kriterler belirlenmezse keyfiliğe açık olmasıdır. Bu cezalarda tartışmalı olan bir konu ise; disiplin cezası olan “aylıktan kesme” cezasının idari para cezası olup olmadığıdır. Muhatabında parasal bir azalmaya yol açsa da bu cezanın idari para cezası olduğunu söylemek kolay değildir. Çünkü, aylık kesim cezası ile memurun yine kurum içindeki statüsü zarar görmektedir. Cezanın konusu, muhatabın mülkiyetinde bulunan parasal varlığı değildir.

Bu yazımızda; suçun manevi unsurlarından olan olası kast ve bilinçli taksir hakkında kısaca bilgi verilecek, sonrasında, haberlere ve sosyal medyaya yansıyan iki örnek olay kapsamında olası kast bilinçli taksir değerlendirmesi yapılacaktır. Bu yazımızda ele alacağımız hukuki sorun; sulh ceza hakimliğinin soruşturma aşamasında, Cumhuriyet savcısı tarafından talep edilen hususlarla ilgili fiil ile bağlı olarak mı, yoksa yalnızca sevk maddesi kapsamında bir inceleme yapabileceği konusuna ilişkin olacaktır. Delillerin ortaya koyulması, tartışılması, değerlendirilmesi ve takdiri konularında AYM’nin ve İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi’nin (İHAM) istisnai haller dışında inceleme yapmaktan kaçındıkları bilinmektedir. Bu yazımızda, yukarıda zikredilen şikayetlerin bireysel başvuru incelemesinde ne şekilde ele alındığı ve AYM’nin adil/dürüst yargılanma hakkı kapsamında yaptığı incelemede derece mahkemelerinin delillere ilişkin değerlendirmelerini ne ölçüde denetlediğini ortaya koymaya gayret edeceğiz. Çıkar amaçlı suç örgütleri ile ilgili Maddi Ceza Hukuku ve İnfaz Hukukunu ilgilendiren düzenlemeler bir bütün olarak değerlendirildiğinde; bu düzenlemeler, hem cezalandırma ve hem de cezaların infazı yönünden “şahsilik” ve “öngörülebilirlik” ilkelerine aykırı uygulamalara sebep olmaktadır. 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun; 6/1-j hükmünde “örgüt mensubu suçlu” tanımına yer verildiği, 58/9 hükmünde örgüt mensubu suçlular hakkında mükerrirlere özgü infaz rejiminin (yani 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun m.108’in) uygulanacağının düzenlendiği, 220. Maddesinde ise örgüt kurma, yönetme, örgüte üye olma, örgüt faaliyeti çerçevesinde suç işleme, üyesi olmadığı örgüt adına suç işleme ve hiyerarşik yapısına dahil olmadığı suç örgütüne yardım etme kavramlarının kullanıldığı ve ceza sorumluluğunun belirlendiği görülmektedir. Buna karşılık; 5275 sayılı Ceza İnfaz Kanunu m.107/4’de, örgüt kurma, yönetme ve örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlardan mahkumiyet halinde koşullu salıverilmenin tatbiki düzenlenmektedir. Bu hükümde; örgüt üyeliğine yer verilmediği gibi, örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenen suçtan mahkumiyet ifadesinin kullanılması, TCK m.220’nin sistematiğine ve “şahsilik” ilkesine aykırı uygulamalara sebep olabilmektedir. Adli kontrol müessesi 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) m.109 ila m.115’de düzenlenmiştir. İşin önemi, verilmesi beklenen ceza veya güvenlik tedbiri ile ölçülü olmaması halinde, tutuklama kararı verilemez”. Bu yazımızda; 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu m.157’de düzenlenen dolandırıcılık suçunun daha az cezayı gerektiren nitelikli hali olan “dolandırıcılığın, bir hukuki ilişkiye dayanan alacağı tahsil amacıyla işlenmesi” suçu (TCK m.159) açıklanarak, doktrinde yer alan tartışmalı hususlar ile yargı kararları değerlendirilecektir.

Bu bağlamda iç hukuk açısından YAŞ kararlarının yargı denetimi dışında tutulduğu açıkça anlaşılmaktadır. AYİM’nin ilk özelliği taşıyan bu kararından sonra, YAŞ kararlarını “yokluk teorisi” ile sınırlı olarak denetlemiş ve disiplinsizlik ve ahlaki durumları sebebiyle ayırma işlemi uygulanan personel hakkındaki YAŞ kararlarının yok hükmünde olduğuna karar vermiş ve bu astsubayların sağlık nedeniyle emekli edilmelerini sağlamıştır[708]. AYİM istikrarlı bir şekilde YAŞ kararlarının yargı denetimine kapalı olduğunu ancak yok hükmünde olup olmadıkları açışından denetime tabi tutulabileceğini kararlarında belirtmektedir[709]. 1982 Anayasası’nda ise; 1961 Anayasası’ndan farklı olarak bazı idari işlemler yargı denetimi dışında bırakılmıştır. Bunlar; Cumhurbaşkanının tek başına yapacağı işlemler (md.105/2, 125/2), Yüksek Askeri Şura kararları (md.125/2), olağanüstü hallerde, sıkıyönetim ve savaş hallerinde çıkarılan kanun hükmünde kararnameler (md.148/1), Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu kararlarıdır (md.152/4). Aynı maddenin son fıkrası ise ; “görevli daire ve kurul veya kanunsözcüleri tarafından getirtilen ve ya idarece gönderilen gizli her türlü belge ve dosyalar… taraf vekillerine incelettirilmez” demektedir. Bu fıkraya göre idare “gizli” kaydıyla mahkemeye bir takım belgeler sunmuşsa mahkeme bu belgeleri dikkate alacak, yani kararını bu belgelere dayanarak verebilecek ama bu bilgi ve belgeleri davacıya göstermeyecektir. AYİM,  görev  alanına  giren  konularda  menfaatleri  ihlal  edilenler  tarafından  açılacak  iptal  davalarını  ve  hakları  ihlal  edilenler  tarafından  açılacak  tam  yargı  davalarını  doğrudan  doğruya  ve  kesin  olarak  karara  bağlar. AYİM’in  verdiği  kararlar  verildiği  andan  itibaren  kespin up(AYİM  m.21/1). Disiplin mahkemelerinden verilen kararlara karşı üç günlük itiraz süresi vardır ve bu süre tefhim veya tebliğden itibaren başlar. Eğer son gün resmi tatile rastlarsa süre tatili takip eden ilk günün mesai saati sonunda biter. Milli Savunma Bakanlığı ve Genelkurmay Başkanlığı teşkilatında kurulan disiplin mahkemelerinin verdiği kararlara karşı itiraz yine aynı yer mahkemelerince fakat daha yüksek rütbedeki heyetçe incelenecektir.

Geçici olarak tutuklama kararı, tıpkı hakim (mahkeme) kararları gibi hüküm ve sonuç doğurur[570]. Tutuklama, kişi hürriyetini kısıtlayan geçici bir tedbirdir. Çünkü, geçici tutuklama tedbirinden güdülen gaye, disiplinin bozularak askeri düzenin sarsılmasını ve askeri hizmetin aksamasını önleme zaruretidir. Bu zaruret toplumu korumak düşüncesinden değil, askeri hizmetin özelliklerinden doğmaktadır. Bu özelliğin kaynağı, Türk toplumunda askerliğe verilen önem ve askerlik görevine hasredilen değerler bütünüdür. Disiplinin muhafazası ve idamesi için cezai ve idari bir tedbir kanun ve nizamlarla alınacaktır (İçHzK.m.13). Tutuklama yetkisi de, bu bağlamda, disiplinin temini için ceza kanunundan kaynaklanan, disiplin hukukunu da kapsamakla beraber onu da aşan, ceza muhakemesi hukukuna bağlanan hüküm ve sonuçları bakımından idari ve usuli bir emniyet tedbiridir[572]. Mahkemenin daireleri arasında farklı içtihatlar ortaya çıkabilmektedir. Bir uyuşmazlıkta harp akademisine kabul edilmeme işleminin iptalini inceleyen İkinci Daire bunun sebebini oluşturan disiplin cezasını yok hükmünde saymışken aynı fiile ilişkin davayı incelemeksizin reddetmiştir. Söz konusu uyuşmazlıkta, bayram iznine giderken arkadaşının kullandığı özel araçta kaza geçiren davacı “gece araç kullanmaktan” dolayı  cezalandırılmıştır. Aynı araçta bulunan ve araç sahibi diğer subayın, Harp Akademisine alınmaması üzerine açtığı davada aynı fiilden dolayı almış olduğu 7 gün göz hapsi disiplin cezasının yok hükmünde olduğuna karar verilmiştir. Çocukların kumar oynaması için yer ve imkan sağlanması halinde, verilecek ceza bir katı oranında artırılır.

Sulh ceza hakimliği, mahkeme veya Cumhuriyet savcısı tarafından verilen içeriğin çıkarılması veya erişimin engellenmesi kararının birer örneği, gereği yapılmak üzere Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu‘na gönderilir. Erişimin engellenmesi kararının gereği, derhal ve en geç kararın bildirilmesi anından itibaren “dört saat” içinde kurum (BTK) tarafından yerine getirilir. Sulh Ceza Hakimliği’nin verdiği içeriğin çıkarılması veya erişimin engellenmesi kararları doğrudan Erişim Sağlayıcıları Birliği‘ne gönderilir. Erişim Sağlayıcıları Birliği, özel hukuk tüzel kişisi niteliğindedir. Bu birliğe üye olmayan internet servis sağlayıcıları (Örn, TUrkcell, TTNET, Kablonet vb.) faaliyette bulunamazlar.

  • Ancak bu yetki kullanılırken uyulması gereken bir usul mevcut değildi.
  • İnsanlarda travma yaratacak kan ve şiddet içeren fotoğraflara yer vermez, saldırının sonuçlarını korku ve yılgınlık yaratacak biçimde büyütmez.
  • Kusuryeteneği olmayanları suçun işlenmesinde araç olarak kullanan kişinin cezası,üçte birden yarısına kadar artırılır.

Silahlı kuvvetler mensuplarının askeri hizet sırasında işledikleri suçlar ve cezalandırılmaları ve askeri ceza yargılama usulü hakkında temel bilgiler. Anayasa Hukuku, devlet örgütlenmesinin en üst hukuki biçimini inceleyen hukuk disiplinidir. Bu bağlamda, tarihsel olarak “devlet” kurumunun temel organları, siyasal iktidar ve birey ilişkilerinin bütün hukuki görünümlerini en kapsamlı şekilde incelemektedir. Çağdaş demokrasilerde pratik olarak ortaya çıkan bütün kavram, kurum ve mekanizmalar ( siyasi partiler, seçim sistemleri, hükümet sistemleri, demokrasi teorisi, devlet şekilleri, egemenlik kuramları, temel hak ve özgürlüklerin yargısal denetimi vb.) hukuka içkin araçlarla incelenecektir. Genellikle internet tarayıcıları otomatik olarak çerezleri kabul edecek şekilde çalışmaktadır. Kullanmakta olunan internet tarayıcısına bağlı olarak; internet mostbet güncel giriş ziyaret edildiğinde kullanılan çerezler hakkında bunların kabul edilmesinden önce uyarı verilmektedir. Bu sayede bütün çerezlerin engellenmesi ve sair hususlarda değişiklikler yapabilirsiniz. İnternet sitemizi farklı cihazlardan ziyaret ediyorsanız, her bir cihaz kapsamında tarayıcı ayarlarını değiştirmeniz gerekmektedir. İnternet sitemizde kullanılan çerezleri engellemeniz halinde, internet sitemizden alınan verimin düşeceğini ve internet sitemizin düzgün çalışmayabileceğini bilgilerinize sunarız. İdari Para Cezası Komisyonları ilgilinin itiraz talebinin reddine karar verirse, ancak bu durumda kurumca tesis edilen para cezasının iptali için idare mahkemesinde dava açılabilir.

Belge kapsamında kanun gerektiren faaliyetler birinci, ikinci ve üçüncü yargı paketleriyle yasalaştı. Adalet Bakanlığı, kanun gerektirmeyen konularda da idari düzenlemeler yaptı. (4) Bir ve ikinci fıkradatanımlanan suçların işlenmesi sırasında başka suçların işlenmesi hâlinde,ayrıca bu suçlardan dolayı ilgili hükümlere göre cezaya hükmolunur. (2) Savaş zamanında, düşmandevlet yararına yapılan borçlanmalara veya her ne nedenle olursa olsunödemelere katılan veya bunlara ilişkin işlemleri kolaylaştıran vatandaşa veyaTürkiye’de oturan yabancıya aynı ceza verilir. (2) Bu madde uygulamasında,Türkiye Cumhuriyeti Devletinin güvenliğine karşı suç işlemek üzere oluşturulmuşörgütlerin doğrudan veya dolaylı olarak desteklenmesi, hasmane hareket olarakkabul edilir. (3) Bir ve ikinci fıkralardatanımlanan suçların işlenmesi sırasında başka suçların işlenmesi hâlinde,ayrıca bu suçlardan dolayı ilgili hükümlere göre cezaya hükmolunur. (3) Beslenmenin engellenmesinedeniyle kasten yaralama suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hâllerindenbiri veya ölüm meydana gelmiş ise, ayrıca kasten yaralama veya kasten öldürmesuçlarına ilişkin hükümlere göre cezaya hükmolunur. (3) Gözaltına alınan, tutukluveya hükümlünün bu fırsattan yararlanarak kaçması hâlinde, kaçmaya kasten imkansağlama suçuna ilişkin hükümler uygulanır. (7) Bu suçların işlenmesisırasında kasten yaralama suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hâllerinin veyakasten öldürme suçunun gerçekleşmesi ya da eşyaya zarar verilmesi durumunda,ayrıca bu suçlara ilişkin hükümlere göre cezaya hükmolunur. (3) Bu suçların, cebir veyatehdit kullanılarak işlenmesi hâlinde, verilecek ceza üçte biri oranındaartırılır.

“Astına sövenler, hakaret edenler veya askeri usul ve kurallar ve nizamlar dışında kötü davrananlar 2 aya kadar oda veya göz hapsi cezası ile cezalandırılırlar” (477 SK m.55). “Astlarını gözetim görevinde ihmal ve kusuru olanlar veya astlarının suçlarını haber vermeyenler, 15 güne kadar oda veya göz hapsi cezası ile cezalandırılırlar” (477 SK m.54). Daha öncede belirtildiği gibi 477 SK’la, AsCK’da yer alan askeri kabahatlerin çoğu iktibas edilerek “disiplin suçu” haline getirilmiş ve bu şekilde disiplin suçu haline getirilen askeri kabahatler hakkında AsCK’da yer alan hükümler zımni olarak ilga edilmiştir. Maddesinde[63], astının suç teşkil eden fiilleri hakkında kasten kanuni takibatta bulunmayan üstün kısa hapis ile veya altı aya kadar hapis ile cezalandırılacağı düzenlenmiştir. Kısa hapisle cezalandırılma durumunda fiil askeri kabahat niteliğindedir. Diğer bir nokta ise askeri disiplin suç ve cezalarının taraf olduğumuz uluslararası sözleşmelere uygunluğu sorunudur. Özellikle Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine aykırı hükümler nedeniyle,  Türkiye Cumhuriyeti Devleti tazminat ödemeye mahkum edilebilecek ve daha da önemlisi uluslararası alanda itibar kaybedecektir. Avrupa Birliğine giriş sürecinde olduğumuz bu günlerde, bu sorun ele alınarak, pozitif hukukumuzda yapılması gerekli değişiklik önerileri sunulacaktır. (2) Yetkili makamların açık ve yazılı izni olmaksızın meydan, cadde, sokak veya yayaların gelip geçtiği kaldırımlar üzerine inşaat malzemesi yığan kişiye, belediye zabıta görevlileri tarafından yüz Türk Lirasından beşyüz Türk Lirasına kadar idari para cezası verilir. (2) Bu fiilin bir ticari işletmenin faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde işletme sahibi gerçek veya tüzel kişiye bin Türk Lirasından beşbin Türk Lirasına kadar idari para cezası verilir. Öncelikle, kanun yoluna ilişkin hüküm bir tarafa bırakılırsa, Kabahatler Kanununun Türk hukuk sisteminde önemli bir boşluğu doldurduğunu söylemek gerekir. Çünkü, hukuk sisteminde önemli bir yer tutan ve de son yıllarda topluca adli cezadan idari cezaya dönüştürme uygulaması yapılan, idari ceza hukuku ile ilgili genel bir usul yasası bulunmamakta idi.

Home ++PU article_jule (37168)
credit
© 2005-2020 PT. Hastarindo. All rights reserved.